Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçu
Genel olarak Türk Ceza Kanunu’nun 191. Maddesinde bahsedilen uyuşturucu maddenin kullanılması suçu, kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunu düzenlemektedir.
Uyuşturuculardan başlıcaları esrar, eroin, metamfetamin, kokain, kubar, haşhaş, sentetik kannabinoid (bonzai) ve afyonlardır. Bu maddelerden bazıları bitkisel kaynaklı olduğu gibi bazıları tamamen kimyasal yollardan üretilen uyuşturucu maddelerdir. Doğada kolayca bulunan uyuşturucu maddelerin başlıcaları esrar (marihuana, kanabis veya kenevir) ve haşhaş bitkisinin özütünden elde edilen haşhaştır. Bunun yanında kahvede ve kakaoda bulunan kafein de bilimsel olarak uyarıcı madde sınıfına dahildir. Kahvenin uyku açıcı etkisi de sinir, dolaşım ve solunum sistemini uyarmasıyla meydana gelir ve içerisinde barındırdığı kafeinin uyarıcı etkisinden kaynaklanmaktadır.
Normalde uyuşturucu maddelerin tıbben kullanılması doğaldır ve tıbbın gerektirdiği hallerde kullanılmasına kanunumuz izin vermektedir. Örneğin haşhaş bitkisinden elde edilen afyonritalin isimli madde tıpta morfin ismi verilen son derece yüksek etkili bir ağrı kesicinin imalatında kullanılmaktadır. Bu tür tıbbi amaçlı uyuşturucuların kullanımı sağlık kuruluşlarına mahsus olurken örneğin haşhaş bitkisinin yetiştirilmesi Toprak Mahsulleri Ofisi iznine tabidir. Yine haşhaşın sütünden tıbbi amaçlı uyuşturucu madde imal etme izni “Beşerî Tıbbi Ürünler Ruhsatlandırma Yönetmeliği” kapsamında izne tabidir.
Ancak ülkemizde ve kanunlarımızda tıbbi amaç dışında uyuşturucu maddelerin keyfi kullanılmasına, satılmasına veya bulundurulmasına asla izin verilmemektedir. Bu suçu işleyen failler hakkında ciddi cezalara hükmolunmaktadır. Zira uyuşturucu kullanımının kamu güvenliği, sağlığı ve düzeni için son derece tehlikeli olduğu yadsınamaz bir gerçektir.
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak
Madde 191- (Değişik: 18/6/2014 – 6545/68 md.)
(1) Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu bağlamda kanunun 191. maddesi uyarınca kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suç teşkil etmektedir.
Kamu davasının açılmasının ertelenmesi
Günümüzde uyuşturucu kullanan kişiler talihsiz bir biçimde ailevi, toplumsal veya ekonomik sebeplerden dolayı uyuşturucuya bulaşmaktadır. Çoğu zaman ilk kullanımdan sonra bağımlısı olunmanın garanti olduğu uyuşturucu madde kullanımı, ticareti suçu kadar art niyetli ve ciddi cezaları barındıran bir suç tipi değildir. Zira esas olan uyuşturucu tehlikesine bulaşmış kişilerin topluma yeniden kazandırılmasıdır. Bu bağlamda cezanın ağırlığı her zaman ıslah niteliğinde olmayabilir. Ondan dolayıdır ki Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 2. fıkrası kamu davasının açılmasının ertelenmesi için özel hükümler getirilmiştir:
“(2) Bu suçtan dolayı başlatılan soruşturmada şüpheli hakkında 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın, beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilir. Cumhuriyet savcısı, bu durumda şüpheliyi, erteleme süresi zarfında kendisine yüklenen yükümlülüklere uygun davranmadığı veya yasakları ihlal ettiği takdirde kendisi bakımından ortaya çıkabilecek sonuçlar konusunda uyarır.
(3) Erteleme süresi zarfında şüpheli hakkında asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Bu süre Cumhuriyet savcısının kararı ile üçer aylık sürelerle en fazla bir yıl daha uzatılabilir. Hakkında denetimli serbestlik tedbiri verilen kişi, gerek görülmesi hâlinde denetimli serbestlik süresi içinde tedaviye tabi tutulabilir.
(4) Kişinin, erteleme süresi zarfında;
- Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
- Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
- Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.
(5) Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz.
(6) Dördüncü fıkraya göre kamu davasının açılmasından sonra, birinci fıkrada tanımlanan suçun tekrar işlendiği iddiasıyla açılan soruşturmalarda ikinci fıkra uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemez.
(7) Şüpheli erteleme süresi zarfında dördüncü fıkrada belirtilen yükümlülüklere aykırı davranmadığı ve yasakları ihlal etmediği takdirde, hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
(8) Bu Kanunun;
- 188 inci maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti,
- 190 ıncı maddesinde tanımlanan uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, suçundan dolayı yapılan kovuşturma evresinde, suçun münhasıran bu madde kapsamına girdiğinin anlaşılması hâlinde, sanık hakkında bu madde hükümleri çerçevesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir.
(9) Bu maddede aksine düzenleme bulunmayan hâllerde, Ceza Muhakemesi Kanununun kamu davasının açılmasının ertelenmesine ilişkin 171 inci maddesi veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 231 inci maddesi hükümleri uygulanır.
(10) (Ek: 27/3/2015-6638/12 md.) Birinci fıkradaki fiillerin; okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.”
Bu bağlamda şüphelinin topluma tekrar kazandırılması ve ıslah edilmesi için Cumhuriyet Savcısına Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171. maddesinde düzenlenen kamu davasını açmada takdir yetkisi tanınmıştır ancak 2. fıkra uyarınca Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 171. maddesindeki şartların gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz. Şüpheli hakkında 5 yıl süreyle kamu davasının ertelenmesi kararı verilir. 5 yıllık erteleme süresi içinde denetimli serbestlik tedbiri verilir. Gerekli görüldüğü takdirde Cumhuriyet Savcısının kararı ile şüpheli denetimli serbestlik süresi boyunca tedaviye de tutulabilir. Böylece kullanıcının topluma tekrar kazandırılması sağlanabilir.
Eğer şüpheli erteleme süresi zarfında:
· Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
· Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
· Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
halinde hakkında kamu davası açılır.
Eğer sanık hakkında erteleme süresi içerisinde yukarıda sayılan nedenlerle kamu davası açılmış ve aynı suçtan dolayı hakkında başka bir soruşturma başlatılmışsa 2. defa erteleme kararı verilmez. Ancak 5 sene sonunda sorunsuz bir şekilde tedbirlere uyarsa hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu cezası
Türk Ceza Kanunu’nun 191. maddesinin 1. fıkrası kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun basit haline yer vermiştir. Basit halin cezası 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Nitelikli hali
Suçun okul, yurt, hastane, kışla veya ibadethane gibi tedavi, eğitim, askerî ve sosyal amaçla toplu bulunulan bina ve tesisler ile bunların varsa çevre duvarı, tel örgü veya benzeri engel veya işaretlerle belirlenen sınırlarına iki yüz metreden yakın mesafe içindeki umumi veya umuma açık yerlerde işlenmesi hâlinde verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Etkin pişmanlık
Türk Ceza Kanunu’nun 192. maddesi uyuşturucu bulundurma ve kullanma suçunun etkin pişmanlık sonuçlarını düzenlemiştir. Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran kişi, resmi makamlar tarafından haber alınmadan önce, bu maddeyi kimden, nerede ve ne zaman temin ettiğini merciine haber vererek suçluların yakalanmalarını veya uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırırsa, hakkında cezaya hükmolunmaz. Ayrıca suç haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre dörtte birden yarısına kadarı indirilir.
Uyuşturucu Kullanma Suçu Gönüllü tedavi
Türk Ceza Kanunu’nun 192. maddesinin 4. fıkrası uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279. ve 280. maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçu şikâyete tabi midir?
Uyuşturucu madde kullanmak ve bulundurmak suçu şikâyete tabi değildir. Cumhuriyet savcısı suçtan haber aldığı andan itibaren soruşturmayı resen başlatmalı ve yürütmelidir.
Uyuşturucu kullanma suçunun yargılamasında yetkili mahkeme
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun yargılamasında yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Uyuşturu kullanma suçunun yargılamasında görevli mahkeme
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmak ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanmak suçunun yargılamasında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Kullanmak İçin Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Satın Almak, Kabul Etmek veya Bulundurmak ya da Uyuşturucu veya Uyarıcı Madde Kullanmak Suçu Yargıtay Kararları
1) Suç tarihinden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasının olaya tatbik kabiliyeti bulunup bulunmadığının tesbiti açısından; sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı, bu suç tarihinden önce açılmış başka bir dava veya soruşturma olup olmadığının, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun yürürlüğe girdikten sonra verilmiş olan bir kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı uyarınca tabi tutulduğu tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediğinin ve önceki dava sonucunun araştırılması, gerektiğinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğünden suç tarihinde sanığın infazda olan başka bir tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararının bulunup bulunmadığı sorulup belirlendikten sonra;
a) Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet kararı verilmiş ise; 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değiştirilen TCK’nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıca madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlal nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK’nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine”, karar verilmesi,
b) Sanık bu suçu daha önce işlediği suçtan dolayı verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş değilse veya daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında veya 6545 sayılı Kanun’la değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca verilmiş bir “kamu davasının açılmasının ertelenmesi” kararının denetim süresi içinde işlemiş ve önceki suçtan mahkûmiyet dışında bir hüküm verilmiş ise; bu suç nedeniyle 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı ile birlikte, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmış olan sanık hakkında 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde gösterilen dava açma şartlarının gerçekleştiğinin sabit görülmesi halinde yargılamaya devam olunarak, suç tarihi itibariyle 6545 sayılı Yasa ile değişik TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde bir karar verilmesi, gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma sonucunda, şüpheli hakkında 5237 sayılı TCK’nın 191/2-3.maddesi uyarınca “kamu davasının açılmasının ertelenmesi ve erteleme süresi içerisinde asgari bir yıl süreyle denetimli serbestlik tedbiri uygulanması” kararı verilmesini takiben, TCK’nın 191/4.maddesinde yazılan durumlardan birinin gerçekleşmesi nedeniyle, erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılmasından sonra, şüphelinin yeniden kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçunu işlemesi halinde TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca yeniden kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilemeyeceğinden ikinci suç nedeniyle doğrudan kamu davası açılacağı tartışmasızdır.
Somut olayda, sanığın 25/05/2015 tarihli eylemi nedeniyle TCK’nın 191/6. maddesi uyarınca doğrudan kamu davası açıldığı, UYAP ve adli sicil kaydından yapılan incelemede, sanığın 27/06/2014 tarihli kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca, 15/09/2014 tarihli karar ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi gereğince beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik ve tedavi tedbirinin uygulanmasına karar verildiği, sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmaması nedeniyle 24/02/2015 tarihli iddianame ile Türk Ceza Kanunu’nun 191/1-1 ve 53. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 karar sayılı kararı ile; sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 191/1, 62/1. ve 51. maddeleri gereğince 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 21/05/2014 tarihinde temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmakla;
15/09/2014 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararında, sanığın erteleme kararına itiraz hakkı bulunduğuna ilişkin, itiraz süresi ve merciinin de gösterilmemesi suretiyle usulüne uygun bir yasa yolu bildirimi yapılmaması ya da kararın sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmemesi ya da sanığın yüklenen yükümlülüklere ve uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmemesi hallerinde, sanık hakkında kovuşturma şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açılması yasaya aykırı olacağından ve İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 karar sayılı kararı temyiz edilmeden kesinleştiğinden gerektiğinde olağanüstü kanun yollarına başvurulabileceğinden, İzmir 16. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2015 tarihli ve 2015/174 esas, 2015/384 karar sayılı dosyasının aslı ya da onaylı örneği dosya arasına alınarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3) Kabule göre de; hükümden önce 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı hükmü ile 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi ve 7242 sayılı Kanun’un 10. maddesinde yapılan değişiklikler nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması bozmayı gerektirmiştir.
(YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 409 Karar: 2022 / 12098 Karar Tarihi: 22.11.2022)
Sanık hakkında 6545 sayılı Kanun’un 68. maddesi ile değişik TCK’nın 191. maddesi ve aynı Kanun’un 85. maddesi ile eklenen 5320 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca, TCK’nın 191. maddesi hükümleri çerçevesinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına” karar verildiği için, bu durumda, uyuşturucu madde kullanma suçları için özel bir düzenleme olması nedeniyle, aynı Kanun’un 4. fıkrasında belirtildiği üzere;
Sanığın erteleme süresi zarfında;
a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi,
b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,
c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,
Hâllerinde hakkındaki hükmün açıklanabileceği gözetilmeden, denetim süresi içerisinde işlediği “hükümlü veya tutuklunun kaçması” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün kesinleştiği gerekçesiyle, şartları oluşmadan hükmün açıklanması, bozmayı gerektirmiştir.
(YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 11730 Karar: 2022 / 10589 Karar Tarihi: 20.10.2022)
Sanık …’un Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli, 2018/614 esas ve 2019/26 sayılı kararı ile uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar verildiği, bu karara yapılan istinaf başvurularının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesinin 28.02.2019 tarihli, 2019/707 esas ve 2019/402 sayılı kararı ile düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine dair karar verildiği, sanık ve müdafiinin temyizleri üzerine incelenmesi sonucu Dairemizin 30.11.2021 tarihli, 2020/3314 esas ve 2021/12667 sayılı kararı ile “Kendisinde herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanık …’ün, haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen tanıklar … ve …’de ele geçirilen 5F- ADB etken maddesini içeren sentetik kannabinoidler grubunda yer alan uyuşturucu maddeler ile …’da ele geçirilen MDMA etken maddesini içerir uyuşturucu maddeyi sattığına dair, tüm aşamalarda yüklenen suçu inkar eden sanığın savunmalarının aksine haklarında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan ayrı soruşturma yürütülen tanıklar ile tanık …’ın yanında bulunan …’ın soyut beyanları ve teşhisleri dışında, her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilmeden, sanığın atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi” gerekçesiyle bozulduğu…
(YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 9279 Karar: 2022 / 9442 Karar Tarihi: 21.09.2022)
Kendisine herhangi bir uyuşturucu ya da uyarıcı madde ele geçmeyen sanığın savunmasının aksine, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan işlem yapılan … Güngör’den ele geçirilen esrarla ilgisi bulunduğuna ilişkin, …’in kollukta müdafisiz alınan ve sonradan döndüğü soyut beyanı ile somut olay ve olgularla örtüşmeyen, maddi bulgularla da desteklenmeyen telefon görüşmeleri dışında, kuşku sınırlarını aşan mahkûmiyetine yeterli ve kesin delil bulunmadığından sanığın uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan beraati yerine mahkûmiyetine karar verilmesi, Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA…
(YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 8134 Karar: 2022 / 8860 Karar Tarihi: 08.09.2022)