1.AİHM’E BİREYSEL BAŞVURU NASIL YAPILIR
AİHM’ye bireysel başvuru kendi internet sitesi üzerinde yer alan form dilekçe doldurularak başvurulur. Bireysel başvuru AB’nin iki resmi dili olan Fransızca ve İngilizce dilleri veya AB üyesi ülke dillerinden herhangi biri ile yapılabileceği gibi Türkçe ile de yapılabilir.
AİHM’e başvuruda bulunmak için Avrupa Konseyi’ne üye devletlerden herhangi birinin yurttaşı olma zorunluluğu yoktur. Şikâyete konu hak ihlalinin Avrupa Konseyi üyesi devletlerden birinin yetki alanında gerçekleşmiş olması AİHM’ye başvuru için yeterlidir. Bu yetki alanı, kural olarak ilgili devletin topraklara denk gelmektedir. AİHM’e başvuru için gerçek veya tüzel kişi (sendika, dernek, vakıf, şirket vb.) olunabilir. Başvuru yapılan şikâyet konu ihlalin kişisel ve doğrudan mağduru olan herkes AİHM’e başvuruda bulunabilir. Kişiler (vekilleri adına başvuran avukatlar ve yasal temsilciler hariç) kendileri dışındaki kişilerin hak ihlalleri için başvuruda bulunamazlar
AİHM’e bireysel başvuruda avukat zorunluluğu bulunmamaktadır ancak davanın önemine göre ilerleyen aşamalarda avukat desteği almak gereği doğabilir. Sürecin başında avukat tarafından temsil edilme zorunluluğu olmasa da ileride bir avukatın hizmetinden yararlanmaya karar verildiği takdirde avukatın başvurucuyu AİHM’ye temsil etmesi için yetkilendirme yapıldığına ilişkin usulüne uygun imzalanmış bir belgenin (vekâletin) AİHM’ye gönderilmesi gerekir. Başvuru formunun bütün bölümleri eksiksiz şekilde doldurduktan sonra yazıcıdan çıktı alınır ve ilgili yerleri imzalanır. Dilekçe ve dilekçeye ilişkin kanıtlayıcı belgelerin kopyaları oluşturulur. Oluşturulan bu dosyanın PDF taraması yapılarak DVD kaydı oluşturulur. Kâğıt ortamındaki dosya (başvuru dilekçesi ve buna ilişkin belgelerden oluşan) ve dosyanın PDF belgelerini içeren DVD bir zarfa konularak AİHM’in adresine (European Court of Human Rights Council of Europe, F-67075 Strasbourg cedex) iadeli taahhütlü olarak gönderilir.
2.İÇ HUKUK YOLLARININ TÜKETİLMİŞ OLMASI VE BAŞVURU SÜRESİ
Şikâyet edilen konuya ilişkin olarak sorunun oluştuğu ülkedeki tüm iç hukuk yollarının tüketilmiş olması AiHM’e başvuru için gereklidir. Sorunun çözümünün öncelikle sorunu yaratan Avrupa Konseyi ülkenin yargı yerlerinde aranması, buralar tüketilmesine rağmen soruna adil tatmin sağlayacak şekilde bir çözüm bulunamamışsa AİHM’e yönelinmesi beklenir. İç hukuk yolları olarak çoğunlukla yetkili mahkeme önünde dava açmak, gerektiğinde ilk derece mahkemesi kararını temyiz etmek ve hatta eğer varsa Yüksek Mahkeme ya da Anayasa Mahkemesi gibi yüksek yargı organlarına başvuruda bulunmak şeklinde karsımıza çıkmaktadır.
AİHM’ye başvuru için bu iç başvuru yollarını tüketilmiş olması yeterli değildir; ayrıca, şikâyetlerin (şikâyet ettiğiniz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne aykırılıklar veya Sözleşme ihlallerinin bu ulusal başvuru yolları çerçevesinde, somut bir şekilde ileri sürmüş olması da gerekir. AİHM’ye başvuruda bulunabilmek için ulusal yargı organlarının vermiş olduğu kesin hükümden (genellikle, en üst yargı organ kararı) itibaren 4 aylık bir başvuru süresi söz konusudur. Bu 4 aylık süre hak düşürücüdür. Bu süre geçirildikten sonra yapılacak başvurular AİHM tarafından kabul edilmez. Başvurunun 4 aylık süre sınırı içerisinde gönderilmesi gerekir. Mahkeme’nin dikkate aldığı tarih, gönderdiğiniz başvurunun posta damgasındaki tarihtir. En son iç hukuk yolu olan mahkemenin verdiği kararın tebellüğ edildiği tarih ile AİHM’ye başvuru evrakının gönderildiği zarfın üzerindeki posta damgasındaki tarih arasında 4 aydan daha az sürenin olması gerekir.
3.BAŞVURUNUN KONUSU VE TARAFI
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ihlal eden ve Sözleşme ile bağlı olan (başvurucuyu doğrudan etkileyen bir eylem ya da ihmalden sorumlu olan) bir ya da birden çok devlet aleyhine AİHM’ye başvuruda bulunulabilir.
Şikâyet edilen işlem ya da eylemler, bu devlet ya da devletlerin kamu otoritelerince gerçekleştirilmiş olmalıdır (örneğin, bir mahkeme ya da bir kamu kurumu).
AİHM’ye yapılacak başvurunun, mutlaka Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde belirtilen haklardan biriyle ilgili olmalıdır. Bu durum, çok çeşitli ihlal iddialarını kapsayabilmektedir. Bunlara örnek:
Tutuklu kişilere karşı yapılan işkence ve kötü muameleler, Tutuklamanın kurallara uygun olup olmadığı, Özel hukuk ya da ceza yargılamasının yürütülmesindeki aksaklıklar,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde öngörülen haklardan yararlanmada ayrımcılık yapılması, Anne-babanın hakları,
Özel hayat, aile hayatı ve haberleşme özgürlüğüne saygı, Konut dokunulmazlığı
Bir fikrin açıklanmasına veya bir haberin iletilmesi ya da elde edilmesine getirilen kısıtlamalar, Toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü,
Sınır dışı edilme ve suçluların iadesi, Mallara el konulması ve kamulaştırma, Mülkiyet hakkı ihlalleri.
“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi dışındaki bir başka hukuksal metnin (örneğin, BM İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi veya AB Temel Haklar Şart) ihlal edildiği iddiasıyla AİHM’e başvuruda bulunulamaz. AİHM’nin yetki alanı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi bu sözleşmeye ek protokollerle sınırlıdır.
4.SÜRECİN İŞLEYİŞİ
Mahkeme, yapılan başvuruyu incelemek için gerekli bütün bilgilere sahip olduktan (dava dosyası tamamlandıktan) sonra başvuru, davanın türüne bağlı olarak Mahkeme’nin hukuki organlardan birine gönderilir. AİHM’ de başvurulara bakan organlar şunlardır:
1-Tek yargıç
2-Komite
3-Daire
Başvuru gerekli bütün kabul edilebilirlik kriterlerini sağlamıyor olması sebebiyle açıkça kabul edilemez ise, bu durumda dava tek yargıçlı oturumda karara bağlanır. Tek yargıç tarafından verilecek kabul edilemezlik kararı kesindir. Kabul edilemezlik kararına itiraz etmek veya bununla ilgili daha detaylı bilgi talep etmek mümkün değildir. Mahkeme davayı kapatır ve başvuru dosyası ileriki bir tarihte imha edilir.
Başvuru, Mahkeme’nin önceden birçok davada karar verdiği bir konuyla ilgili sorun içeren, mükerrer bir dava olduğu değerlendirilirse, dava 3 yargıçlı Komite tarafından ele alınır. Bu durumda, prosedürü açıklayan bir mektup başvurucuya gönderilir. Davanızın mükerrer dava olmadığı değerlendirilirse, dava 7 yargıçlı Daire tarafından incelenir. Daire başvuruyu bu aşamada dahi kabul edilemez bulabilir ve bu durumda, söz konusu karar nihaidir, fakat davanın kabul edilebilir olduğunu değerlendirilirse, şikâyet esastan incelenir. Ancak bunu yapmadan önce ilk olarak başvuruyu, şikâyetin varlığı hakkında bilgi vermek ve olaya konu ihtilafla ilgili görüşlerini sunması için ilgili Devlete tebliğ edilir. Devletin AİHM’ye göndereceği savunma, görüşlerini bildirmesi için başvurucuya iletilir. Her ne kadar davanın başından itibaren avukatla temsil edilme zorunluluğu bulunmasa da yargılamanın bu aşamasında Mahkeme başvurucuyu bir avukat tarafından temsil edilmeye davet eder.
Hiçbir başvuru doğrudan 17 yargıçlı Büyük Daire’ye gönderilmez, ancak Daire, Büyük Daire lehine yetkisinden feragat edebilir veya yargılamanın ileri aşamalarında dava Büyük Daire’ye gönderilebilir. Feragat, davanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin yorumlanmasıyla ilgili ciddi sorular gündeme getirmesi durumunda veya Mahkeme’nin önceki bir kararıyla çelişmesi riski varsa olanaklıdır. Ayrıca, dava taraflardan birinin talebi üzerine, Daire’nin karar vermesini takiben başvuru 3 ay içerisinde Büyük Daire’ye gönderilebilir fakat Mahkeme bu tür gönderme taleplerini ancak istisnai durumlarda kabul etmektedir.
Mahkeme’nin davayı incelemesinin ortalama ne kadar süreceğini söylemek mümkün değildir. Bu, davanın niteliğine, gönderildiği hukuki organa (tek yargıç, komite, daire ve daha sonraki aşamada nadiren Büyük Daire), Mahkeme’nin ihtiyacı olan bilgileri tarafların ne süratle temin ettiğine ve diğer başka etkenlere bağlıdır. Mahkeme başvuruları davaya konu olayların önemini ve aciliyetini dikkate alarak belirli bir sırayla inceler. Ağır insan hakları ihlalleri içeren veya geniş çapta sorunların varlığına işaret eden davalara öncelik verilir.
Mahkeme az sayıda Daire veya Büyük Daire davalarında duruşma yapmaktadır (her yıl yaklaşık 30). Bir başvurunun duruşması yapılmasına karar verilmesi durumunda başvurucu bu hususta bilgilendirilir.