Terör Nedeniyle Meydana Gelen Zararın Tazmini – İdarenin Kusursuz Sorumluluğu – Sosyal Risk İlkesi
Ülkemizde uzun yıllardır terör saldırıları olmaktadır, bu saldırıların bazıları güvenlik güçleri tarafından engellenebilirken bazıları engellenememekte ve ortaya vahim sonuçlar çıkabilmektedir.
13 Kasım 2022’de İstanbul/İstiklal Caddesinde hain terör örgütü tarafından yapılan bombalı saldırı nedeniyle 6 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, birçok vatandaşımız yaralanmıştır ve çevre dükkanlar saldırı nedeniyle zarara uğramıştır. Bugünkü yazımızın konusu terör saldırısı nedeniyle hayatını kaybeden, yaralanan ve dükkanı zarar gören vatandaşlarımızın zararlarının hukuki olarak nasıl tazmin edebileceğinin açıklanmasına yöneliktir. Yazımızda sıkça sorulan sorulara yer verilecek olup, zararın tazmin usulüne değinilecektir.
SIKÇA SORULAN SORULAR:
Terör saldırısı nedeniyle dükkanım zarar gördü, zararımı devletten isteyebilir miyim?
İdarenin kusursuz sorumluluk ilkesi ve sosyal risk ilkesi gereği terör saldırısı nedeniyle zarar gören herkes bu zararını devletten isteyebilir. Yani bombalı saldırı neticesinde dükkânı zarar gören ister TC vatandaşı olsun ister yabancı uyruklu olsun herkes bu zararını devletten isteyebilir.
Terör saldırısı nedeniyle yakınım hayatını kaybetti maddi/manevi zarara uğradım. Zararım için dava açabilir miyim?
Terör saldırısı nedeniyle hayatını kaybeden kişiler için tazminat hakkı ölenin mirasçılarına aittir. Bu nedenle burada önemli husus TMK kapsamında ölen kişinin yasal mirasçısı olup olmadığınızdır. Eğer yasal mirasçısı iseniz maddi ve manevi zararlarınız için dava açma hakkınız bulunmaktadır.
İdarenin kusursuz sorumluluk ilkesi nedir?
İdarenin kusursuz sorumluluk ilkesi gereği idarenin; zararın oluşumundan ve meydana gelen zarardan dolayı kusuru olmasa dahi sosyal devlet anlayışı ve sosyal risk ilkesi gereği bu zarardan devletin sorumlu olmasıdır.
Uğradığım zararı nasıl alabilirim?
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden kaynaklı zararların karşılanması hakkındaki kanun gereği yargı yoluna başvurmaksızın terör nedeniyle meydana gelen zararı tazmin etme imkanınız bulunmaktadır. Bu kanun kapsamında manevi tazminat talebinde bulunma hakkınız bulunmamaktadır. Yalnızca taşınız, taşınmaz, hayvan, ağaç, bina gibi maddi varlıklarınıza gelen zararın tazminini isteme hakkınız bulunmaktadır. Ölüm ya da sakatlanma halinde cenaze giderleri, tedavi masrafları da istenebilecek maddi tazminat kalemleri arasındadır.
Terör saldırısı nedeniyle ölüm durumunda tazminat hakkı kime aittir?
Bu durumda tazminat hakkı hayatını kaybeden kişinin mirasçılarına aittir.
Terör nedeniyle meydana gelen zararın tazmin usulü nedir?
5233 sayılı kanun madde 6 gereği zararın meydana geldiği ya da öğrenildiği tarihten itibaren 60 gün içerisinde her halükârda 1 yıllık süre içerisinde 5233 sayılı kanun kapsamında sulh olmak için Valilik bünyesinde kurulan zarar tespit komisyonlarına başvuru yapılması gerekmektedir.
Burada dikkat edilmesi gereken husus sulh için başvuru süresinin idari eylem nedeniyle meydana gelen zarar için açılacak dava süresinden farklı olmasıdır. Bilindiği üzere idari eylem nedeniyle meydana gelen zararın tazmini eylemin öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve her halükârda 5 yıllık süre içerisinde istenebilmektedir.
Zarar tespit komisyonuna yapılan başvuru, tam yargı(tazminat) davası açma süresini durdurur, başvurudan sonra uzlaşı olmaması durumunda dava açma süresi işlemeye devam eder ve dava süresi içerisinde dava açılması mümkündür.
Manevi tazminat Valilikten istenemeyeceği için yalnızca İdari Yargılama Usulü Kanunu madde 12 kapsamında dava süresi içerisinde idareye yazılı başvuru yaparak başvurunun reddedilmesi halinde tam yargı davası açmaları gerekmektedir.
5233 sayılı kanun kapsamında uzlaşı olmamasın kaynaklı dava açılması durumunda yetkili ve görevli mahkeme neresidir?
Yetkili mahkeme saldırının gerçekleştiği yer idare mahkemesidir. Görevli mahkeme ise İdare mahkemeleridir. Askeri idari davalarda yetki bakımından İdari Yargılama Usulü Kanununda değişiklik yapılmıştır. O konu hakkındaki makalemize linkten ulaşabilirsiniz.
İdari dava süresi ortalama ne kadardır?
İdari dava süreleri mahkemelerin yoğunluklarına göre ilden ile değişebilmektedir. İlk derece mahkemesinde dava ortalama 8 ay ile 16 ay arasında sürmektedir. İstinaf yargılama süresi ise 1 yıl ile 16 ay arasında sürmektedir. Danıştay yargılama süresi ise 1.5 yıl ile 3-4 yıl arasında sürmektedir. Bu süreler kesin olmamakla beraber yargılamanın konusundan konusuna göre değişeceği gibi ortalama olarak verilmiştir.
Önemli Not: 5233 sayılı kanun kapsamında manevi tazminat talep edilemeyeceğinden Valiliğe sulh için başvuru yaptıktan sonra manevi tazminat açmanız gerekmektedir. Hak kaybına uğramamak için 1 yıllık dava süresi içerisinde İYUK m.12 kapsamında manevi tazminat talepleriniz için idareye yazılı başvuru yapmanız, talebinizin reddedilmesi durumunda ise idareye karşı idare mahkemelerinde tam yargısı açmanız gerekmektedir.