Resmi Belgede Yalan Beyan Suçu ve Cezası

Resmî Belge Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu ve Cezası

Resmî belge nedir?

Belge ya da evrak bir gerçeğe tanıklık eden yazı, fotoğraf, resim, film, vesika veya doküman anlamına gelmektedir. Arapça kökenli “Evrak” kelimesinin aslı yazılı kâğıt anlamına gelen “Varaka” kelimesinin çoğulunu ifade etmektedir. Dilimizde evrak kelimesi genelde kurumlarda işlem gören belgeler için kullanılmaktadır. Bu bağlamda işlem gören belgenin resmi ya da özel nitelik kazanabilmesi için içerik barındırması, düzenleyicisi olması, belli kişi veya kişilere izafen yazılması ve irade beyanı ortaya koyan yazılı bir belge olması gerekmektedir.

Resmî belgeler kamu kurum ve kuruluşlarının diğer kişilerle iletişimi veya aralarındaki hukuki ilişkisi için oluşturulan yazılı belgelerdir. Burada önemli olan detay, resmî belge kamu kişiliğinin düzenleme yetkisi alanına giren veya kamu kişisinin taraf olduğu kamu personelleri tarafından düzenlenen belgelerdir. Bu belgeler hukuki bir sonuç da doğurmaktadır.

Sadece kamu personelinin değil, kamu görevi yapan ancak memur olmayan şahısların düzenlediği belgeler de resmî belge kapsamına girmektedir. Yani bilirkişinin ya da avukatın da düzenlediği belgeler kamu görevi yürütmeleri sebebi ile oluşturuluyorsa resmî belge sayılmaktadır.

Resmî belgeler kamu güveni ve kamu hizmetinin yürütülmesi açısından son derece önem arz etmektedir zira kamu hizmetinin yürütülmesi ve toplumun kamu kurum ve kuruluşlarına karşı güttüğü güven duygusu işlemlerin güvenilirliğinden geçmektedir. Kamusal işlemlerin üzerinde yürütüldüğü bu belgeler de işlemlerin esasını oluşturmaktadır. Bu bağlamda bu belgelerin güvenilirliği kamu hizmetinin yürütülmesi ve kamu güveninin temini açısından önem arz etmektedir.

Resmî belgeler nelerdir?

Resmî belgeler, hukuki olarak tanınan ve kamu kurumları tarafından düzenlenen veya onaylanan belgelerdir. Örnekler arasında nüfus cüzdanı, pasaport, ehliyet, sağlık raporu, diplomalar, sertifikalar, vize gibi belgeler yer alabilir.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan nedir?

Yalan beyan, gerçek dışı bir bilgi veya açıklama yapmak olarak tanımlanabilir. Bu, bir kişinin gerçek olmayan bir bilgi vermesi veya gerçekleri gizlemesi olarak düşünülebilir. Kişi burada yalan beyanı kasten vermelidir ki sorumlu tutulabilsin. Zira verilen bazı bilgiler zamanla zihinde tahrip olmuş olabilir ve kişi doğal olarak yanlış bilgi verebilir. Resmî belgenin düzenlenmesi sırasında yalan beyan vermek ise kamu görevini yerine getirmek için belge düzenleyen kişiye failin yanlış bilgiler aktarması durumudur.

Kamu güvenliği ve kamusal işlemlerin şeffaflıkla ve pürüzsüzce yürütülebilmesi için resmî belgelerin önemi yadsınamaz. Ancak kişi bu belgeler düzenlenirken yanlış bir beyanda bulunması kamu güvenine ve işlemlerin yürütülmesinde olumsuzluklara yol açacaktır. Bu bağlamda amacı ne olursa olsun kişinin kasten yalan beyanda bulunması suçtur ve bu suç Türk Ceza Kanunu’nun 206. maddesinde hükme bağlanmıştır:

“Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan

Madde 206- (1) Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.”

Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu nasıl oluşur?

Kanun lafzında “Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine” tabirini kullanarak suçun belgeyi düzenleme yetkisine sahip bir kamu görevlisine karşı işlenebileceğini açıkça ortaya koymaktadır.

Kamu görevlisi kavramı memur kavramından daha geniş bir kavramdır. Kamu görevi, devlet memurluğu ya da kamu hizmeti, genel tanımıyla belirli yetki alanları altında veya hükümetler arası bir çerçevede kamu idarelerinde çalışan gruba verilen isimdir. Türkiye’de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na bağlı olarak çalışanlar ve 657 sayılı kanunun 4. maddesi uyarınca mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler memur sayılmaktadırlar. Türk Ceza Kanunu’nun 6. maddesinde kamu görevlisi kavramı açıklanmaktadır. Bu bağlamda kamu görevlisi kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak belirtilmektedir. Bundan sebeple ceza hukuku bakımından kamu görevlisinin hangi kanuna tabi olduğu, iş sözleşmesinin belirli veya belirsiz süreli olması ya da atanma yoluyla görevini icra etmesinin hiçbir önemi ve farkı bulunmamaktadır. Eğer ceza hukuku kamu görevlisinden bahsediyorsa kişinin kamusal faaliyetinin yürütülmesine katılan kişi anlamına gelmektedir. Yani kamu görevlisi memurdan daha geniş bir kapsama sahiptir. Suçun tanımında zikredilen kamu görevlisinden kastın da kamu hizmetine katılan herkesi kastettiği açıktır.

Bu bağlamda suçun icrası için belgeyi düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yalan beyanda bulunmak suçu oluşturacaktır. Örneğin nüfus memuruna pasaport veya kimlik başvurusunda farklı bir kimlik ibraz etmek suçu oluşturacaktır.

Önemli Not: Belgeyi düzenleyen görevlinin belgeyi düzenlemekteki yetkisi suçun oluşumu için esastır. Yani bir belgeyi düzenlemekte yetkisi olmayan görevliye kişinin yalan beyanda bulunması suçu oluşturmayacaktır.

Pek tabi memurun gerçeği araştırma zorunluluğu olduğu hallerde yalan beyanın esas alınmasında suç oluşmayacaktır.

Resmî belge düzenlemesinde yalan beyan suçunun cezası ne kadardır?

Bir resmî belgeyi düzenlemek yetkisine sahip olan kamu görevlisine yalan beyanda bulunan kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçu şikâyete tabi midir?

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçu şikâyete tabi değildir. Cumhuriyet savcısı soruşturmayı resen başlatır ve yürütür.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda uzlaşma

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçu topluma ve kamu güvenine karşı suçlardan olduğundan uzlaşma hükümleri bu suç tipinde uygulanmamaktadır.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda eğer verilecek ceza en fazla 2 yıl ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümleri uygulanabilmektedir.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında görevli mahkeme

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında yetkili mahkeme

Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.

Resmî Belge Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Yargıtay Kararları

5237 sayılı TCK’nın 258/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.

Bu açıklamalar ışığında; 14.03.2011 ve 22.03.2011 tarihlerinde meydana gelen hırsızlık suçları dolayısıyla yürütülen soruşturmalar kapsamında, daha önceden gerçek kimlik bilgileri tespit edilen ve bu kimlik bilgileri ile aranmakta olan sanığın, kolluk görevlilerince yakalanarak kimlik tespitinin yapılmak istendiği, üzerinde kimliği bulunmaması nedeniyle ismini abisi mağdur … olarak tanıttığı, … kimlik bilgileri ile kayıt bulunamaması üzerine, kimliğinin tespiti amacı ile yapılan görüşme sonucunda, gerçek kimlik bilgilerini paylaştığı anlaşılan somut olayda; sanığın gerçek kimlik bilgilerinin kolluk görevlilerince tespit edilerek aranmasının da bu kimlik bilgileri üzerinden yapılmış olması karşısında, eyleminin TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,

Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 22.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 14482 Karar: 2021 / 23391 Karar Tarihi: 22.12.2021)

5237 sayılı TCK’nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK’nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.

Somut olayda, kolluk kuvvetlerinin suç şüphesi üzerine yaptığı kimlik kontrolü esnasında kendisini “…” olarak tanıtan sanığın mağdur adına hiç bir belge düzenlenmeden kendi kimlik bilgileri ile tutanağın düzenlenmesini sağlayarak kendi kimliği ile imzalaması nedeniyle sanığın başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği gözetilerek unsurları oluşmayan suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,

Kanuna aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA… (YARGITAY 10. Ceza Dairesi Esas: 2019 / 1966 Karar: 2021 / 14198 Karar Tarihi: 22.12.2021)

Dosya kapsamına göre, şüphelinin başka bir olay nedeniyle… Polis Amirliğinde ifadesi alınırken ismini … olarak beyan etmesine rağmen veri tabanına giriş yapıldığında daha önce … ilinde parmak izi verip adını … olarak beyan ettiğinin ve bu nedenle farklı kimlik bilgilerine ait iki kayıt oluşturulduğunun tespit edilmesi üzerine başlatılan soruşturma sonunda … Cumhuriyet Başsavcılığı ve … Cumhuriyet Başsavcılığınca karşılıklı yetkisizlik kararları verilmesi üzerine, mercince … Cumhuriyet Başsavcılığı yetkili savcılık olarak belirlenmiş ise de, benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 26/03/2019 tarihli ve 2019/2350 esas, 2019/3563 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, şüphelinin kolluğa verdiği ifadesinde yakalanmamak için … ilinde gerçek ismini söylemediğini, ancak gerçek isminin … olduğunu beyan etmesi, bu durumun İstanbul Atatürk Havalimanı giriş kayıtlarıyla da doğrulanması karşısında, şüphelinin … ilçesinde vermiş olduğu kimlik bilgilerinin doğru olup, burada başkasına ait bir kimlik bilgisi kullanmadığı, kendisine ait kimlik bilgisini kullandığı, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun … ilinde gerçekleştirildiği cihetle, suç yerinin … Cumhuriyet Başsavcılığının yargı çevresinde kaldığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 26/04/2021 gün ve 94660652-105-34-5573-2021-Kyb sayılı Kanun yararına bozmaya atfen Yargıtay C.Başsavcılığından tebliğname ile Daireye ihbar ve dava evrakı ile birlikte gönderilmekle gereği düşünüldü:

Kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname münderecatı yerinde görüldüğünden talebin kabulü ile … 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilen 05/07/2019 tarihli ve 2019/977 Değişik iş sayılı Kararın CMK’nin 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine nazaran müteakip işlemlerin mercince yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay C.Başsavcılığına TEVDİNE 02/12/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi. (YARGITAY 5. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 5681 Karar: 2021 / 6134 Karar Tarihi: 02.12.2021)

5237 sayılı TCK.nın 268/1. maddesinde düzenlenen başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunun oluşabilmesi için işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılarak soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin kimlik bilgileri verilen mağdur hakkında yapılmasına neden olunması gerekir. Bir adli soruşturma ya da kovuşturma işlemi olmaksızın kimlik bilgilerinin gizlenmesi amacıyla başkalarına ait kimlik bilgilerinin kullanılması ve verilen kimlik bilgilerine göre resmi belge düzenlenmesi halinde TCK.nın 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyanda bulunma suçu, bir resmi belge düzenlenmemiş olması halinde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 40/1. maddesinde düzenlenen kimliği bildirmeme kabahati oluşur.

06.03.2015 tarihinde şüphe üzerine durdurulan sanığa kimlik bilgileri sorulduğunda mağdura ait kimlik bilgilerini beyan ettiği, ancak kolluk görevlilerince yapılan araştırmada sanığın daha önce de kendilerine başkasına ait kimlik bilgilerini verdiği anlaşılan sanığın gerçek kimlik bilgilerinin ortaya çıktığı somut olayda, mağdur adına hiç bir belge düzenlenmediği gibi, herhangi bir suç soruşturması veya kovuşturmasından bahsedilemeyeceğinin anlaşılması karşısında; sanığın başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK.nın 268. maddesinde düzenlenen “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun unsurlarının oluşmadığı gibi, mağdur kimlik bilgileri ile de bir resmi belgenin düzenlenmemesi nedeniyle TCK.nın 206/1. maddesinde tanımlanan “resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan” suçunun da oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 40/1. maddesinde düzenlenen “kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” kabahatini oluşturacağı, bunun da aynı maddeye göre idari yaptırımı gerektirdiği, ancak anılan Yasanın 20/2-c maddesi uyarınca soruşturma zamanaşımı süresinin 3 yıl olduğu, kabahat tarihinden karar tarihine kadar bu sürenin gerçekleştiği anlaşılmakla, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmekle hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta anılan Yasanın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, 5326 sayılı Kanunun 20/2-c maddesi uyarınca sanığın kabahat oluşturan eylemiyle ilgili soruşturma zamanaşımı dolduğundan hakkında aynı Kanunun 20/1. maddesi gereğince İDARİ PARA CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 01.12.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi. (YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 1297 Karar: 2021 / 22008 Karar Tarihi: 01.12.2021)

Anahtar Kelimeler

  • Resmî Belge Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu ve Cezası
  • Resmî belge nedir?
  • Resmî belgeler nelerdir?
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan nedir?
  • Resmî belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçu nasıl oluşur?
  • Resmî belge düzenlemesinde yalan beyan suçunun cezası ne kadardır?
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçu şikâyete tabi midir?
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda uzlaşma
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında görevli mahkeme
  • Resmî belge düzenlenmesinde yalan beyan suçunun yargılamasında yetkili mahkeme
  • Resmî Belge Düzenlenmesinde Yalan Beyan Suçu Yargıtay Kararları

Yorum yapın