Güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Güveni kötüye kullanma suçu Türk Ceza Kanunu’na göre malvarlığına karşı işlenen suçlar kapsamına girmektedir. Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinde düzenlenen güveni kötüye kullanma suçu başkasına ait olup da muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyetliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunmak veya bu devir olgusunu inkâr etmektir. Somut olarak örneklemek gerekirse bir öğrencinin sınava girebilmesi için telefonunu emanet ettiği büfe sahibi esnafın zilyet sahibi olduğu öğrencinin telefonu üzerinden aramalar yapması güveni kötüye kullanma suçuna vücut vermektedir.
“Türk Ceza Kanunu 155. madde:
Güveni kötüye kullanma
Madde 155- (1) Başkasına ait olup da muhafaza etmek veya belirli bir şekilde kullanmak üzere zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, kendisinin veya başkasının yararına olarak, zilyedliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, bir yıldan yedi yıla kadar hapis ve üçbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.”
155. maddenin ilk fıkrası güveni kötüye kullanma suçunun basit hali yer alırken ikinci fıkrası suçun cezasının arttığı hallerden bahsetmektedir.
Güveni kötüye kullanma suçu cezası
Güveni kötüye kullanma suçunun cezası Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinin 1. fıkrası gereğince 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ve adli para cezasıdır.
Suçun, meslek ve sanat, ticaret veya hizmet ilişkisinin ya da hangi nedenden doğmuş olursa olsun, başkasının mallarını idare etmek yetkisinin gereği olarak tevdi ve teslim edilmiş eşya hakkında işlenmesi halinde, 1 yıldan 7 yıla kadar hapis ve üç bin güne kadar adli para cezasına hükmolunur.
Zilyetlik nedir?
Arapça kökenli olan zilyet, Türk Dil Kurumu sözlüğünde sahibi kendisi olsun olmasın bir malı kullanmakta olan, elinde tutan kimse, eldeci anlamına gelmektedir. Hukukta, herhangi bir taşınır ya da taşınmaz mal üzerinde fiili hakimiyet anlamına gelmektedir. Burada önemli olan husus zilyet konusu malın sahibi olunup olunmasının önemi olmamasıdır. Yani kişi kendi malının zilyedi olabilir. Zilyetlik, ayni hak olan mülkiyet hakkından tamamen bağımsızdır. Kişi, mülkiyet hakkına sahip olmasa dahi malı elinde hangi şekilde bulunduruyorsa bulundursun o malın zilyedidir. Malik olma durumu zilyetliği bağlamamaktadır.
Belirtmekte fayda var ki zilyetlik mülkiyete göre çok daha geniş bir kavramdır. Mülkiyet hakkı belli prosedürlerden sonra kazanılmaktayken zilyetlik için bir prosedür aranmamaktadır. Örneğin bir arabanın maliki olabilmek için ilgili sicil müdürlüklerine kaydınızın ve işlemlerinizin yapılması gerekirken hiçbir işleme gerek kalmaksızın fiilen aynı arabayı elde etmek de zilyetliği kazandıracaktır. Ancak burada mühim olan zilyetlik tamamen fiilidir. Zilyetlik meselesi hakka dayandığı gibi haksız da olabilir. Örneğin hırsızlık suçunda hırsız haksız bir zilyettir ancak hırsız olması zilyet olduğu gerçeğini değiştirmemektedir. Mevcut hal yine zilyetliğin varlığıdır.
Güveni kötüye kullanma suçunun unsurları nelerdir?
Güveni kötüye kullanma suçu, malvarlığına karşı işlenen suçlar kategorisindeki diğer suçlara karşılık mülkiyet sahibi ile zilyetlik sahibi kişinin arasındaki bir güven ve sözleşme ilişkisinin sonradan istismarı sonucu doğmaktadır. Örneğin dolandırıcılık suçunda kasıt gerçekten de en başından beri aldatıcılık üzerinedir. Ya da hırsızlık suçunda bir güven ve sözleşme ilişkisi yoktur. Ancak güveni kötüye kullanma suçu için en temel şart malik ile zilyet sahibi olacak kişinin arasında sözleşmeye bağlı bir güven ilişkisi olmalıdır. Zilyet sahibi olacak kişinin en başından kastı güveni kötüye kullanmak ve bu maksatla maliki aldatmak ise bu suç güveni kötüye kullanma değil, dolandırıcılık kapsamına girmektedir. Dolayısıyla taraflar arasında güven ilişkisine dayalı bir sözleşme mevcut olmalıdır.
Sözleşmenin akabinde taraflar arasında zilyetlik ilişkisi olmalıdır. Zira zilyetlik, güveni kötüye kullanma suçunun en belirleyici özelliğidir. Zilyetlik ve güven ilişkisinin olmadığı halde bir kimse zilyet olursa o suç ya dolandırıcılıktır ya da hırsızlıktır.
Güveni kötüye kullanma suçunun unsurlarından biri zilyetliğin devridir. Taşınır veya taşınmaz malın zilyetliğinin malik tarafından faile devredilmesi gerekmektedir. Burada fail malın zilyetliğini hile ve aldatmayla değil malikin özgür iradesiyle elde etmelidir. Aksi halde dolandırıcılık suçuna vücut verilir. Bu devir işlemi bir emanet olabileceği gibi kira ilişkisine dayanan bir devir de olabilir. Örneğin emaneten verilen cüzdandan bir konuma girebilmek için kullanılan kartın alınıp açtığı turnikeden girilmesi yine güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır.
Devredilen zilyetliğin tam olarak ve bizzat malik tarafından devredilmesi gerekmektedir. Bu devir yine rızaen malik tarafından yapılmalıdır.
Zilyet olan fail fiili hakimiyet kurduğu malı zilyetliğin devri amacı dışında kullanmalı ya da bu devri inkar etmelidir. Çünkü burada güven temeline oturtulan ilişki malın belli bir amaç için verildiğidir. Bu güveni kötüye kullanıp amaç dışında tasarruf suça vücut verecektir. Bu kötüye kullanım sonucunda fail kendisinin veya başkasının yararına hareket etmelidir.
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinin 2. fıkrası güveni kötüye kullanma suçunun daha ağır cezayı gerektiren hallerinden bahsetmektedir. Bunlardan biri hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçudur.
Bu nitelikli halde esas olan güven ilişkisi taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden ileri gelmektedir. İş hukukunun temeli olan güven ilişkisi ve süreklilik, güveni kötüye kullanma suçu bakımından en çok istismar edilen olgulardan biridir. Örneğin şirket şubesinin müdürüne tahsis edilen aracı şube müdürünün oğlunun kullanması güveni kötüye kullanma suçuna vücut verecektir. Zira şirketin aracı şube müdürüne zilyetliğini devretmesindeki amaç belirlediği kurala göre şirket işleri için kullanmasıdır.
Ticaret ilişkisi nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Ekonomik hayatın refahı ticari güven ilişkisine dayanmaktadır. Bu bağlamda ticari güven ilişkisinin istismarı ekonomik refahı düşürecek toplumsal sonuçlar doğuracağından Türk Ceza Kanunu ticari ilişkilerin doğurduğu güvenin istismarını daha ağır cezalar ile hükme bağlamıştır. Bu bağlamda ticari ilişkilerin doğurduğu güveni kötüye kullanmak suçun nitelikli haline sebebiyet vermektedir. Örneğin Yargıtay içtihatlarına göre saklamak için zilyede bırakılan senedin fail tarafından başkasına ciro edilmesi ticaret ilişkilerin nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturacaktır.
Meslek veya sanatın icrası gereği zilyet edilen mal üzerinden güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Bazı mesleklerin icrasında zanaatkar veya sanatçıya bir mal teslim edilmesi zorunluluğu doğabilir. Örneğin bir terziye tamir etmesi için pantolon, lostraya boyaması için ayakkabı veya bir sanat galeri sahibine eserleri sunması için tablolar emanet edildiği takdirde bu malların failler tarafından amacı dışında kullanımı meslek veya sanat icrası sebebiyle güveni kötüye kullanma suçuna vücut verecektir.
Başkasına ait malları yönetme yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen mal hakkında güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Başkasının mallarını yönetme yetkisi çerçevesinde teslim edilen malın zilyedi o malları amacı olan yönetimi dışında kullanması durumunda suç vücut bulacaktır. Bu bağlamda yönetme yetkisinin kimin verdiğinin bir önemi bulunmamaktadır. Bu yönetim mahkeme tarafından atanan vasi olacağı gibi kişinin kendi atadığı vekil de bu suçun faili olabilmektedir.
Örneğin Koç Holding sahibi Ali Koç’un malvarlığı yönetimi yetkisini verdiği danışmanı malları kendi veya başkasının yararına kullanırsa bu halde suçun unsurları oluşacaktır.
Güveni kötüye kullanma suçunda şikayet
Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinin ilk fıkrası suçun basit halini ele almaktadır. Bu halde suçun basit şekli şikayete tabidir. Ancak Türk Ceza Kanunu’nun 155. maddesinin 2. fıkrasında ele alınan nitelikli haller şikayete tabi değildir.
Güveni kötüye kullanma suçunda zamanaşımı
Güveni kötüye kullanma suçunun basit hali için dava zamanaşımı 8 yıl iken nitelikli hali için dava zamanaşımı 15 yıldır.
Güveni kötüye kullanma suçunda şikayet süresi
Güveni kötüye kullanma suçunun basit hali için şikayet süresi Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre 6 aydır.
Güveni kötüye kullanma suçunda uzlaşma
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 7 sayılı cümlesi uyarınca güveni kötüye kullanma suçunun hem basit hem de nitelikli hali uzlaştırmaya tabidir.
Güveni kötüye kullanma suçunda yetkili mahkeme
Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Güveni kötüye kullanma suçunda görevli mahkeme
Ceza Muhakemeleri Kanunu’na göre güveni kötüye kullanma suçu yargılamasında görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemeleri’dir.
Anahtar Kelimeler
Güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Güveni kötüye kullanma suçu cezası
Zilyetlik nedir?
Güveni kötüye kullanma suçunun unsurları nelerdir?
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Ticaret ilişkisi nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Meslek veya sanatın icrası gereği zilyet edilen mal üzerinden güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Başkasına ait malları yönetme yetkisi çerçevesinde tevdi ve teslim edilen mal hakkında güveni kötüye kullanma suçu nedir?
Güveni kötüye kullanma suçunda şikayet
Güveni kötüye kullanma suçunda zamanaşımı
Güveni kötüye kullanma suçunda şikayet süresi
Güveni kötüye kullanma suçunda uzlaşma
Güveni kötüye kullanma suçunda yetkili mahkeme
Güveni kötüye kullanma suçunda görevli mahkeme