Anlaşmalı Boşanma Davası ve Şartları Nelerdir

Anlaşmalı Boşanma Davası ve Şartları Nelerdir? Bu yazımızda bu konuya değinilecektir.

Evlilik birliği nedir?

Türk toplulukları tarihten günümüze kadar aile birliğini kurumsallaştırmaya çalışmış ve aile birliğinin ilişkilerini her türlü ilişkilerden önde tutmuştur. Evliliği ve aile birliğini dünya topluluklarına nazaran daha da kutsallaştırmışlardır. Eşler veya çocuk ile ebeveynler arasındaki ilişki hayatın aile dışında kalan ilişkileriyle asla benzerlik göstermemiş ve bu bağı ziyadesiyle özelleştirmişlerdir. Örneğin aile bireyleri genellikle bir arada bulundukları evde birbirlerine arkadaşların arasında olduğu gibi argo kelimeler kullanmamaya dikkat etmişlerdir veya aile bireylerinden birinin olumsuz şartlar altında olması halinde durum tüm aile bireylerini etkiler hale gelmiştir. Tüm bu durumlar ailenin kendi içerisindeki saygı ve sevgi unsurlarının diğer ilişkilere göre daha kuvvetli olmasından kaynaklanmaktadır. Pek tabi aile ilişkilerinin diğer ilişkilere göre çok daha kuvvetli olmasının sebebi biyolojik (doğum gibi) sebeplere de dayanmaktadır ancak dünya topluluklarına nazaran ülkemizin aile ilişkilerine verdiği değer daha farklı boyutlardadır.

Evlilik halinde eşlerin evlilikten önceki hallerine göre ciddi değişimler görülmektedir. En çok göze çarpan değişim mali değişimler olmaktadır. Örneğin çalışan eşlerden biri artık çalışmaktan vazgeçebilir. En bariz gözüken değişimlerden biri ekonomik durumların değişikliği olsa da evlilik birliği kişiye birtakım sorumluluklar yüklemektedir. Kişiler artık eski yaşantılarındaki bazı alışkanlıklarını evlilik birliğinin gerektirdiği ölçüde azaltmak durumundadırlar. Örneğin kişi bekarken sadece kendisi için yaşıyorsa ve kazandığı parayı sadece kendisi için harcıyorsa evlilik birliğinden sonra ekonomik gücünün yettiği ölçüde ev giderlerine katılmak zorundadır. Bu bağlamda kişi gerekiyorsa alkol ve sigara gibi alışkanlıklarını azaltmak durumundadır. Ya da bekarlığı zamanında eve sadece uyumaya gelen kişi evliliğinden sonra vaktinin önemli bir kısmını aile ilişkilerini geliştirmek için eşi ve çocuğuyla geçirmelidir. Bu gibi sosyal yükümlülükler de vuku bulmaktadır.

Boşanma sebepleri nelerdir?

Boşanmaya dair hükümler Türk Medeni Kanunu’nun 161 ile 184 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olarak iki ana gruba ayrılmaktadır. Bu bağlamda:

  • Zina
  • Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
  • Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  • Terk
  • Akıl hastalığı

özel boşanma sebepleriyken 166. maddede düzenlenen “Evlilik birliğinin sarsılması” genel boşanma sebebi sayılmaktadır. Evlilik birliğinin sarsılması da evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede temelinden sarsılmasıdır.

Medeni Kanuna göre boşanma davası türleri nelerdir?

Türk Medeni Kanunu boşanma davalarını da ikiye ayırmaktadır.

  • Çekişmeli boşanma davası
  • Anlaşmalı boşanma davası

Çekişmeli boşanma davasında eşlerden hangisinin kusurlu olduğunun tespiti, mal rejiminden kaynaklanan problemlerin veya nafakaya dair çekişmelerin yaşandığı, tarafların temelinde birbirlerinin taleplerini kabul etmemesinden kaynaklanan sebeple mahkeme huzurunda haklarını aradıkları bir boşanma davası türüdür. Anlaşmalı boşanma davası da çekişmeli boşanma davasının aksine tarafların iradeleriyle anlaşmaya vardıkları ve bu anlaşma sonucu evlilik birliklerini sonlandırdıkları boşanma türüdür.

Anlaşmalı boşanma davası nedir?

Anlaşmalı boşanma, tarafların özgür iradeleriyle verdikleri, evlilik birliğini sonlandırma amaçlı ortak irade beyanıdır. Bu halde her iki taraf da boşanmanın tüm sonuçlarını kabul edip evlilik birliğini sonlandırma kararı almışlardır.

Anlaşmalı boşanma Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir.

“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Bu bağlamda evlilik birliğinin en az 1 sene sürdüğü durumlarda bir eşin diğer eşin açtığı davayı kabul etmesiyle ya da eşlerin birlikte mahkemeye boşanmak için irade beyanlarını ortaya koymaları halinde evlilik birliğinin temelden sarsıldığı kabul edilmektedir.

Anlaşmalı boşanma davasının şartları nelerdir?

Öncelikle evlilik birliğinin en az 1 yıl sürmesi gerekmektedir. Bu süre resmi nikahtan başlamaktadır. Zira resmi olmayan nikahtan başka söz, nişan, dini nikahlarla geçen süre evlilik birliğinin süresine sayılmamaktadır.

Diğer bir şart eşlerin birlikte mahkemeye başvurmaları ya da bir eşin açtığı boşanma davasının diğer eş tarafından kabul edilmesidir. Eşler ortak imzaya aldıkları dilekçe ile ya da eşlerden birinin açtığı davada ileri sürmüş olduğu talepleri diğer eşin kabul etmesi ile anlaşmalı boşanma vuku bulabilir. Pek tabi bu irade beyanları hâkimin huzurunda gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

Önemli Not: Davayı açan eşin hangi özel boşanma sebebiyle davayı açtığının bir önemi yoktur. Çekişmeli boşanma davası açsa dahi diğer eşin bu davayı ve şartları kabul etmesiyle ve boşanmanın tüm sonuçlarını kabul ettikleri ortak irade beyanına dayanan protokolün sunulmasıyla yine anlaşmalı boşanma davasına vücut verilmektedir.

Evlilik birliğinin 1 yıl sürmüş olmasıyla ve kanunda yer alan davayı kabul veya ortak başvurma şartlarının gerçekleşmiş olması boşanmaya hemen karar verileceği anlamına gelmemektedir. Hâkim irade beyanlarının aynı evlilik anında olduğu gibi hiçbir baskı altında kalmadan tarafların özgür iradeleriyle mahkeme huzurunda verdiklerine kanaat getirmelidir. Ayrıca boşanmanın malî sonuçları ile çocuğun yüksek yararı ilkesi sebebiyle çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek protokolü uygun bulması şarttır. Hâkim, eşlerin düzenlediği protokolde eksik veya fazla gördüğü hususları düzenleyebilir.

Tüm bu şartlar gerçekleştiği halde evlilik birliği anlaşmalı olarak bitirilebilmektedir.

Boşanma protokolü nedir?

Anlaşmalı boşanma protokolü, tarafların yazılı olarak evlilik birliklerini bitireceklerine dair ortak irade beyanlarını ortaya koydukları, velayet, maddi ve manevi tazminatlar ve nafaka gibi evlilik birliğinin bitirilmesi sonrası ortaya çıkacak uyuşmazlıkları önceden aralarında kararlaştırdıkları ve aralarında bu konular hakkında uyuşmazlık çıkmayacağını belirttikleri irade beyanıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında belirtilen, hâkimin uygun bulmasının şart olduğu anlaşma protokoldür. Bu boşanma protokolünde tarafların kim oldukları, evlilik birliğinin sonlandırılacağı, çocukla kurulacak kişisel ilişki, nafaka talepleri, ortak konuta dair anlaşmalar, mal tasfiyesi ve velayet konuları net ve açık bir şekilde beyan edilmelidir. Protokolde ikilem bırakılmamalıdır.

Anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme

Anlaşmalı boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi’dir.

Anlaşmalı boşanma davasında yetkili mahkeme

Anlaşmalı boşanma davasında yetkili mahkeme Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Yargıtay Kararları

…Uygulamada anlaşmalı boşanma adı verilen ve yukarıya alıntılanan fıkra uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için ilk koşul; evlilik birliğinin en az bir yıl sürmesidir. Aksi takdirde hâkim diğer şartları incelemeden boşanma davasını reddetmelidir…

(Hukuk Genel Kurulu 2017/2643 E. 2019/484 K.)

…anlaşmalı boşanma hükümlerine dayanılarak açılan boşanma davasının kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nda, evlilik en az bir yıl sürmüş ise eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağı öngörülmüştür. (TMK.md. 166/3) Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 3.12.1996 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmamıştır. Mahkemece yasal bir yıllık süre şartının gerçekleşmemiş olması nedeniyle tarafların delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi…

(2. Hukuk Dairesi 2007/16486 E. 2008/16566 K.)

…Davacı koca terk sebebine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini istemiş, mahkeme davalının 26 Mayıs 2006 tarihli oturumdaki “Davayı kabul beyanına dayanılarak Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. İlgili madde ancak 166.maddeye dayalı davalarda gerçekleşebilir. 166. maddeye dayalı açılmış bir dava olmadığı halde ve Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinin 3. fıkrası, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 95. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kabulün hukuki sonuç doğurmayacağı gözetilmeden boşanma hükmü tesisi doğru değildir…

(2. Hukuk Dairesi 16638 Esas, 5405 Karar)

…”Boşanmanın mali sonuçları” ile kastedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleridir (TMK m. 174/1-2; m. 175). “Çocukların durumu” ile kastedilen ise, ortak çocukların velâyetinin kime verileceği, velayet verilmeyen eş ile çocuklar arasında kurulacak kişisel ilişki ve çocuklar için ödenecek iştirak nafakası ile ilgili düzenlemelerdir.

Madde metninden anlaşıldığı üzere, boşanma, boşanmanın mali sonuçları ve çocukların durumu hakkındaki düzenlemeler hakkında tarafların serbest iradelerinin uyuşması gerekmekte ise de, aynı zamanda hâkimin bu anlaşmayı onaylaması gerekmektedir. Görüldüğü üzere, taraflar anlaşma konusunda tamamen özgür bırakılmamıştır. Bu nedenle, hâkim tarafından onaylanmayan anlaşmalar hukuki sonuçlarını doğurmayacağı gibi, tarafların da kendilerine önerilen değişikliği kabul etmesi hâlinde anlaşma geçerli olacak ve boşanma kararı verilebilecektir…

(Hukuk Genel Kurulu 2017/1941 E. 2019/475 K.)

Bu yazımızda anlaşmalı boşanma davası detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Sitemizin makaleler kısmından aile hukuku kategorisinden boşanma ile alakalı diğer makalelerimizi okuyabilirsiniz.

Yorum yapın