Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Nedir, Cezası Nedir
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma gerçek bir kimsenin en temel hakkı olan özgürlük hakkının kısıtlanmasıdır.
Fiili özgürlük kişinin en temel haklarından biridir. Özgürlük hukuken kısıtlanmamış en serbest alandır ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi, İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 3. maddesi ve anayasanın 19. maddesinde koruma altına alınmıştır:
“Madde 19
Herkes, kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir.”
“MADDE 5
Özgürlük ve güvenlik hakkı
Herkes özgürlük ve güvenlik hakkına sahiptir.”
“Madde 3
Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine hakkı vardır.”
Pek tabi uluslararası sözleşmelerin ve anayasanın verdiği meşruiyet ile mahkemelerin ve kanunların verdiği cevaz sayesinde temel hak ve özgürlükler kısıtlanabilmektedir. Örneğin koruma tedbirleri, mahkumiyet gibi konularda özgürlüğün kısıtlanması söz konusu olabilmektedir ancak bunlar özgürlük hakkının bir istisnasıdır. Burada önemli olan detay bu özgürlüğü kısıtlayıcı fiillerin kaynaklarının yasalar ve uluslararası sözleşmeler olmasıdır. Bu sayede özgürlük hakkının kısıtlanması meşru bir alana dahil olmaktadır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedir?
Yasaların verdiği yetki dışında özgürlük hakkının kısıtlanması suç oluşturmaktadır. Zira temel hak ve özgürlüklerin kısıtlanması ancak kanunla mümkün olabilmektedir. Kanun hükmü dışında kalmak suretiyle özgürlüğün kısıtlanması pek tabi haksız olacaktır ve mağdur üzerinde maddi ve manevi zarara sebep olacaktır. Bu sebeple Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinde “Hürriyete Karşı Suçlar” başlığında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu düzenlenmiştir:
“Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
Madde 109- (1) Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Bu suçun;
a) Silahla,
b) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
c) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
d) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
e) Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,
f) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
İşlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.
(4) Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
(5) Suçun cinsel amaçla işlenmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek cezalar yarı oranında artırılır.
(6) Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.”
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nasıl oluşur?
109. maddenin 1. fıkrası uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek ya da bir yerde kalmak gibi özgür iradesine bağlı seçimlerini engellemek suretiyle oluşmaktadır. Mağdur kendi seçimlerini ve tercihlerini yapma konusunda kısıtlanmaktadır. Pek tabi örneğin bir işçinin iş yerini terk etmesi sözleşmeye aykırılıktır ancak işverenle işçinin arasındaki sözleşme dolayısıyla işverenin buradaki hakları kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak kesinlikle değildir. Zira sözleşmenin temel edimlerinden birisi tarafların sözleşmeye uyma borcudur. İşveren eğer burada işçiyi zorla işyerinde tutuyorsa suç oluşacaktır.
18 yaşını doldurmamış kişilerin evlerinden kaçması sonucu aile bireylerinin çocuklarını alıp tekrardan eve getirmeleri suçu oluşturmayacaktır zira burada yaşça ergin aile bireyleri ergin olmayan aile bireylerini koruma borcu altındadırlar. Pek tabi bu koruma Medeni Kanun uyarınca bir kanun hükmüne dayansa da teamül kuralları en temel içgüdüyü doğurarak çocuğun yüksek yararı ilkesini harekete geçirmektedir. Bunlar dışında kişilerin arasındaki ilişki düzeyi ne olursa olsun mağdurun özgür iradesiyle verdiği gitme ya da kalma kararına karşı failin bu iradeyi görmezden gelip kendi iradesini ortaya koymak suretiyle kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakırsa suç oluşmuş olacaktır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cezası nedir?
Türk Ceza Kanunu’nun 109. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun basit halinin cezası 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasıdır.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun nitelikli halleri
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun nitelikli halleri 109. maddenin 2, 3, 4 ve 5. fıkralarında düzenlenmiştir.
2. fıkra uyarınca eğer suç tehdit, cebir ve hile kullanılarak işlenirse fail 2 yıldan 7 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaktadır. Örneğin fail kocanın eşine “Bu evden çıkarsan seni eşek sudan gelinceye kadar döverim!” şeklindeki tehditle beraber kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakmak suçun nitelikli haline sebebiyet verecektir.
3. fıkra seçimlik eylemleri sıralamaktadır. Eğer fail suçu:
- Silahla,
- Birden fazla kişi tarafından birlikte,
- Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
- Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
- Üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı,
- Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
işlerse verilecek ceza 1 ya da 2. fıkralardaki verilecek cezanın 1 katı arttırılmaktadır. Örneğin çocuğun kaçırılması fiili tehditle beraber işleniyorsa verilecek ceza 4 yıldan 14 yıla kadar hapis cezasıdır.
4. fıkra suçun ekonomik kayıplara neden olması halinde verilecek cezayı düzenlemektedir. Eğer kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun sonucunda mağdur ekonomik bir kayba uğrarsa verilecek hapis cezasının yanında 1000 güne kadar adli para cezasına hükmolunmaktadır.
5. fıkra kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun amacının cinsel olmasını daha ağır bir cezaya bağlamıştır. Eğer failin kişiyi hürriyetinden yoksun bıraktığı kişinin üzerindeki emeli cinsel istismar, taciz gibi fiilleri gerçekleştirmekse verilecek ceza yarı oranında arttırılmaktadır. Ancak failin cinsel saldırı suçundan yargılanabilmesi için cinsel saldırı fiilini de gerçekleştirmesi gerekmektedir.
Önemli Not: 6. fıkra uyarınca eğer fail kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçunu icra ederken ya da suçu işlemek amacıyla kasten yaralama suçunun ağırlaşmış hallerine sebep olursa ayrıca kasten yaralama hükümlerinden de sorumlu olmaktadır.
Etkin pişmanlık
Türk Ceza Kanunu’nun 110. maddesi uyarınca kişi soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilmektedir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete bağlı mıdır?
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete bağlı değildir. Cumhuriyet savcısı suçtan haberi olduğu takdirde soruşturmayı resen başlatır ve yürütür.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaştırmaya tabi midir?
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun 253. maddesi uyarınca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaştırmaya tabi değildir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması
Eğer fail hakkında önceden verilmiş bir hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yoksa ve verilmiş ceza 2 yılın altındaysa yargılama sonucu fail hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilebilir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yargılamasında görevli mahkeme
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yargılamasında görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yargılamasında yetkili mahkeme
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun yargılamasında yetkili mahkeme suçun işlendiği yer mahkemesidir.
Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yargıtay Kararları
Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve kasten yaralama suçlarından kurulan hükümlere yönelik yapılan temyiz incelenmesinde;
Tüm dosya kapsamında, mağdur R…. B….’ın 13 yaşında ortaokul öğrencisi, sanığın eşi G…. T….’ın ise mağdurun Türkçe öğretmeni olduğu olay günü mağdurun derse geç girmesi nedeniyle öğretmeni ile aralarında yok yazılma mevzusudan dolayı tartışma çıktığı, mağdurun “kim olduğumu biliyor musun, adam ol, arabanı çizerim lastiğini patlatırım” diyerek öğretmeni tehdit edip sınıftan ayrıldığı, akabinde G….’nin sanığı arayarak olayı anlatıp tedirgin olduğunu söylemesi üzerine, sanığın bu duruma sinirlenerek korkutup bu eylemlerinden vazgeçirmek amacıyla, mağdurun bulunduğu yere giderek kimsenin görmemesi içinde mağduru aracın içine alıp basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde darp edip, tehdit ve hakaret eylemlerinde bulunduğu bilaharede araçtan indirip göndermesi şeklinde gerçekleşen eyleminde olayın; kasten yaralama aşamasında kaldığı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun, zaman, mekan ve kasıt unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın eylemine uyan 5237 sayılı TCK.nın 86/2, 86/3-b. maddesi uyarınca mahkumiyeti yerine, yasal ve yerinde olmayan gerekçe ile yazılı şekilde eylemin bölünerek ayrı ayrı beraat hükümleri kurulması,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet Savcısı’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 29.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas: 2019 / 10628 Karar: 2022 / 11317 Karar Tarihi: 29.06.2022)
Sanık O…. H…. hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükümle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde,
Tüm dosya kapsamına göre, zairecilik yapan inceleme dışı sanık F…. ile çiftçilik yapan mağdurun anason alım satımı hususunda anlaştıkları, olay günü sanık F…. ve yanında çalışan sanık O…. ve diğer sanıkların mağdura ait ürünleri araca yükledikleri, ürünlerin yüklendiği aracın Acıpayam istikametine doğru yola çıktığı, sanıkların ürünlerin karşılığı olan parayı bankadan çekip vereceklerini söylemesi üzerine, mağdurun kalan sanıklarla birlikte onların aracına bindiği, farklı banka isimleri sorarak Yeşilova ilçe merkezinden çıkıp Karamanlı ilçesine doğru gittikleri, mağdurun tanık K…’i arayarak bu durumu iletip kendilerini takip etmelerini istediği, Karamanlı’ya yaklaştıklarında yine farklı banka isimleri sormaları üzerine mağdurun dolandırıldığından şüphelenerek araçtan inmek istediğini ilettiği, sanıkların durmadığı, mağdur cep telefonu ile polisi aramak istediğinde, sanık O….’un müsade etmediği, bunun üzerine mağdurun kendini araçtan atmaya çalıştığı, bir kaç metre kadar sürüklendiği, son olarak kendisini kurtararak araçtan atladığı, sanıkların hızla olay yerinden uzaklaştıkları, arkasından mağdurun yanına gelen tanıklar ile polise şikayetçi olduğu anlaşılan olayda, sanığın üzerine atılı kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu cebir, tehdit veya hile ile gerçekleştirdiği gözetilerek, sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 109/2. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken, yazılı şekilde aynı Kanun’un 109/1. maddesi ile mahkumiyet hükmü kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 5271 sayılı CMUK’nın 321. ve 326/son maddeleri uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkı saklı kalmak kaydıyla BOZULMASINA, 21.06.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
(YARGITAY 8. Ceza Dairesi Esas: 2019 / 6405 Karar: 2022 / 10174 Karar Tarihi: 21.06.2022)
Bölge adliye mahkemesince verilen hükümler temyiz edilmekle başvurunun muhtevası nazara alınıp, dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Mağdurenin eylemin son bulma şekline ilişkin çelişkili beyanları ile olayın gerçekleştiği apartın güvenlik kamerasına yansıyan olayın öncesine ve sonrasına ilişkin hal ve tavırları, sanığın inkara yönelik savunmaları, adli görüşme raporunda mağdurun beyanlarına somut delillerle desteklenmesi halinde itibar edilebileceğine dair değerlendirme, mağdurun 23/10/2020 tarihli Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalının raporuna konu muayenesindeki anlatımlarında cinsel istismar iddiasına ilişkin bir eylemden bahsetmemesi, sanık ile mağdure arasında olaydan yaklaşık bir ay önce başka bir soruşturma konusu olan yaralama ve arabaya zorla bindirme iddiasına ilişkin husumet bulunması karşısında, sanığın cinsel istismar suçunu işlediğine dair mağdurun soyut, aşamalarda çelişen ve başka delille desteklenemeyen anlatımları dışında cezalandırmaya yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle sübuta eren eyleminin 5237 Sayılı TCK’nın 86/2. maddesinde düzenlenen kasten yaralama suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan hüküm kurulması karşısında söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Sanığın olay tarihinde mağdura yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma eyleminde suçun cebir unsuru ile sanığın eyleminin cinsel amaçla gerçekleştiğine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmayıp, mevcut haliyle eyleminin 5237 Sayılı TCK’nın 109/1, 109/3-f maddelerinde düzenlenen kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturduğu gözetilerek mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken suç vasfının tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması karşısında söz konusu karara yönelik istinaf başvurusunun kabulü yerine esastan reddedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesinin 11.11.2021 gün, 2021/2125 Esas, 2021/1669 Karar vaki istinaf başvurularının esastan reddine yönelik hükmünün 5271 Sayılı CMK’nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal salıverilmesinin ilgili yerlere en seri şekilde bildirilmesi için müzekkere yazılmasına, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Adana Bölge Adliye Mahkemesi 12. Ceza Dairesine gönderilmesine, 21.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2022 / 1735 Karar: 2022 / 6404 Karar Tarihi: 21.06.2022)
Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan hükmün temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Çocuğun cinsel istismarı suçunun işlendiği sırada ve eylemle sınırlı süre ile mağdurların iradesiyle hareket etme imkanının ortadan kaldırılmasının kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunu oluşturmayacağı ve kişinin vücudunun suçun konusu olması sebebiyle mağdurların hareket etme özgürlüğü ortadan kaldırılmadan bu suçun işlenemeyeceği gözetildiğinde sanığın kanuni unsurları itibarıyla oluşmayan kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan dolayı beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Kanuna aykırı, sanık müdafisi, katılan mağdure vekili ile katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesinin 14.07.2020 gün ve 2020/109 Esas, 2020/1125 Karar hükümlerinin 5271 sayılı CMK’nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmesine, 07.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
(YARGITAY 9. Ceza Dairesi Esas: 2021 / 16943 Karar: 2022 / 5745 Karar Tarihi: 07.06.2022)
Anahtar Kelimeler
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu ve Cezası
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedir?
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nasıl oluşur?
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun cezası nedir?
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun nitelikli halleri
- Etkin pişmanlık
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu şikayete bağlı mıdır?
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu uzlaştırmaya tabi midir?
- Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması
- Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma Suçu Yargıtay Kararları